insan kendini yazdıklarıyla belli eder...ben de kimseye ifade edemediklerimi sizinle paylaşıyorum...
kendimi deniyor,geliştiriyorum...yorumlarınızı , eleştirilerinizi ve dostluğunuzu bekliyorum.yeni hayatlar keşfetmek,yeni yaşamlar görmek...kısacası yeni bir şeyler öğrenmek beni mutlu eden şey burada...
insanın kendisine anlatamdığı bazı gerçekleri yazarken rahatlıyor ve bu da insanı mutlu ediyor.(bunu benim kadar sizde biliyorsunuz :))
sınırlamaya gerek yok düşünceleri :) haksız mıyım?
Çok haklısın :) ben yazarken mutluyum, yaşarken değil.
YanıtlaSilSelam,
YanıtlaSil“İnsan içinde bir yabancıyı barındırır; yazmak işte o yabancıya ulaşmaktır. Budur ya da hiçbir şey değildir. Yazma hastalığı denen bir hastalıktan söz edilebilir. Yazı bilinmeyendir. İnsan yazmaya başlamadan önce ne yazacağı hakkında hiçbir şey bilmez. Kafasının içi dupduru olsa da. Yazı, içindeki bilinmeyendir onun, kafasının içindeki, bedeninin içindeki bilinmeyen….. İnsan ne yazacağını bilseydi, o işi yapmadan, yazmadan önce; hiçbir şey yazamazdı…. Yazmak, insan yazsaydı ne yazardı, bunu öğrenme çabasıdır – ancak yazdıktan sonra öğrenebiliriz bunu- öncesindeyse insanın kendi kendine sorabileceği en tehlikeli sorudur bu. Ama aynı zamanda da en çok sorulan.”
Bu yazı Marguerite Duras'ın Yazmak adlı kitabından alıntı. Blog hayırlı olsun diyelim.. Yazı yazmak böyle birşeymiş işte:)
teşekkür ederim :) yazdıklarında güzelmiş.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil